2 Aralık 2009 Çarşamba

Korkuyorum Anne


Komedi, dram, gerçek hepsi iç içe... Hayatın içinden. Ali, geçirdiği bir kaza sonucu hafızasını kaybeder. Çevresindekiler, kendilerini Ali'nin kafa karışıklığıyla gelen bir karmaşanın içinde bulurlar. Elden ele dolaşan, sahibini arayan değerli bir yüzük, uzak bir hırsızlık hikâyesi, yalan bir polis soruşturması işin içine girince İstanbul'da bir mahalle halkı entrikalarla başbaşa kalır. Ve bizde mahalle halkı oluruz heyecanla; meraktan filmin sonunu bekleyipte, film bitmesin diyen...

A L'interieur (Inside)



Dehşet, vahşet, kan, kan,kan ve daha çok kan... Konusu kısaca, hamilelik döneminde eşini kaybeden, bebeğini tek başına doğurmak zorunda kalan bir kadının, doğumuna bir gün kala, gizemli biri tarafından evinde rahatsız edilmesi ve bebeğinin elinden alınması üzerine çıkan terör. Ben çok beğendim. Gerilme garantili bir Fransız yapımı.

The Girl Next Door


Matthew, politikaya atılmak isteyen 18 yaşında inek bir öğrencidir. Sosyal yaşamı neredeyse yok gibidir. Masum görünüşlü güzel karşı komşusu Danielle ile tanışan Matthew'in hayatı birden değişir. İkili bir birine aşık olur ve hayal gibi bir ilişki başlar. Danielle'in geçmişi mevzuyu patlatır. Matthew, genç kızın bir dönem porno yıldızı olduğunu keşfeder. Matthew, Danielle'in masumiyetini yeniden kazanmasına yardımcı olurken, Danielle'de Matthew'un saklandığı hayattan kaçmamasını ve yaşamı keşfetmesini sağlayacaktır. Bi hayli eğlenceli bir film.

Miss March



Bi hayli tutucu olan Eugene Pratt ve sevgilisi, balo günü tam birlikte olacakken, Eugene merdivenden yuvarlanma sonucu 4 yıl komada kalır. Komadan çıktığında, lise aşkının Playboy kapak kızı olduğunu öğrenir. O ve arkadaşı Tucker Cleigh, Playboy Malikanesi’ne, hayallerinin kızına ulaşma yolunda türlü maceralara kucak açacaklardır. Keyifli bir hafta sonu filmi olarak değerlendirilebilir.

Papillon



Fransız Guyana'sındaki kaçışı olmayan bir adada ki hapishaneye gönderilen kelebek lakaplı Henri "Papillion" Charriere (Steve Mcqueen), sürekli olarak kaçma planları yapmaktadır.Burada tanıştığı Louis Depo (Dustin Hoffman)'la oluşan dostluklarıyla birlikte onunda yardımını alan Henri hapishanenin vahşi ve acımasız ortamına karşı daha büyük bir azimle mücadelesine devam eder. 1969 tarihli konusunu gerçek hayattan alan bir romandan çekilmiştir. Bir başyapıt, tek yapmamız gereken izledikten sonra 3 dakika saygı duruşu...

Goodfellas



Yönetmen Martin Scorsese. Oyuncular, Ray liotta, Debi Mazar, Paul Sorvino, Robert De Niro ve Joe Pesci. 1990 yapimi mükemmel bi film.

De Niro herzamanki gibi, Pesci mükemmel, Liotta harika... İzleyin izleyin gene izleyin... Sonra biraz ara verin tekrar izleyin. Baba serisi ayarında her sahnesini hatırlamak isteyeceğiniz harika yapım...

Azuloscurocasinegro




Jorge bir yandan üniversiteye giden, bir yandan da felçli babasına bakan, sorumluluk duygusunun baskısı altında köşeye sıkışmış bir gençtir. Mahkum olan ağabeyi Antonio hapiste tanıştığı sevgilisini hamile bırakamamaktadır ve görevi Jorge'ye vermiştir. Bu işin içinden nasıl çıkacağını düşünürken Jorge'nin çocukluk aşkı çıkagelir, üstelik amacı Jorge'den bir çocuk yapmaktır. Abisinin hapisten çıkmasıyla işler iyice karışacaktır. Hayatta karşılaşılabilecek marjinal olayları ve onlara yaşandığı zaman nasıl doğal yaklaşıldığını anlatıyor bi nevi. İsmide bi ayrı güzel, koyu laci siyaha yakın...

30 Days of Night



Alaska’nın ücra kıyısındaki Barrow kasabası kışın, 30 gün boyunca, kör karanlığa gömülür. Çoğu kasaba sakini bu dönemde güneye göçmektedir. Ve birden ortaya gizemli bir grup çıkar. Grup, kasabadaki insanlarla beslenmek için karanlığı beklemektedir. Hayatta kalanlar gün ışığı tekrar dönene kadar saklanmak, kaçmak, mücadele etmek zorundadırlar. Vampirlerin kasabadaki soykırımının tepeden çekildigi sahne akıllarda yer etmeye müsaittir. Değişik ve kendine has bir vampir filmi.

[REC]



Filmin konusu şöyle: Gece siz uyukudayken adlı program hazırlayan genç bir TV muhabiri olan Angela ve haber kameramanı Pablo, itfaiyecileri konu edinen bir program hazırlamaktadırlar. Oldukça sıkıcı geçen program bir telefonun gelmesiyle hareketlenir. Yaşlı bir kadının geçirdiği ev kazası ile ilgili gelen bu ihbar üzerine Angela ve Pablo itfaiyecilerin peşine takılır. Kadının evine varan ekip, evin içinden korkunç çığlıklar duyarlar. Bundan sonrası hafızalardan çıkmayacak bir kabustur. İspanyollar akıllılık ediyor ve 28 days later, 28 weeks later gibi filmlerden ders alarak binayı kapatıp, karantinaya alıyorlar.
Filmin daha sonradan quarantine adında amerikan versiyonu da çekildi. Filmde blair witch project, cloverfield tarzı amatör kamera çekim tekniği kullanılması olayı daha da gerçekçi gösteriyor. Karanlıkta yalnız başına izlemeniz önerilmemektedir.