6 Mart 2010 Cumartesi

Empyrium - Autumn Grey Views

">

lifeless they fall apart... golden as our
precious art... my love sinks into a thick
grey veil of mist.

trees... leafless trees... the epitaph of
the sun. what once was green presents now
grey and trist.

a gloomy grave... a foreseen death...
a symbol for our pain... drowned in a
flood of autumn rain.

silhouettes of light astray somewhere
in the clouds. ravens traverse, involving
withering shrouds...

Arash - Pure Love

">

this was just meant to be
you are coming back to me
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love

mikham to vaghty khaby
kenareh to beshinam
ageh yeh vaght khabam bord
baz khabeh toro bebinam

atreh nafashayeh to
beh tanam bepicheh
kash bedoony
keh zendegy bito hicheh

this was just meant to be
you are coming back to me
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love

i know you are more afraid
then i’ll say i will wait
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love

mikham tane ghashangeto
to baghalam begiram
begam ageh nabashi
karam tamoomeo
bedooneh to mimiram

mikham labato roo labam
bezary ta hamisheh
begam keh zendegy digeh
bedooneh to nemisheh

this was just meant to be
you are coming back to me
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love

i know you are more afraid
then i’ll say i will wait
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love

ba ra la la la la ba la la la
the moon smells it all
ba ra la la la la ba la la la
‘cause this is pure love
ba ra la la la la ba la la la
the moon smells it all
ba ra la la la la ba la la la
‘cause this is pure love

to nistio ta abad
bito delam migireh
amma zamooneh migeh
keh digeh kheili direh

this was just meant to be
you are coming back to me
‘cause, this is pure love
‘cause, this is pure love
ba ra la la la la ba la la la
the moon smells it all
ba ra la la la la ba la la la
‘cause this is pure love
ba ra la la la la ba la la la
the moon smells it all
ba ra la la la la ba la la la
‘cause this is pure love

Dulce Pontes - Fado Mae

">

ai minha fonte, meu rio,
ai de água tão pura e bela,
nos seus olhos um sol
que é a minha janela.
quem me dera ser o mar
para a embalar
e adormecé-la.
e não deixar seu corpo arrefecer,
agasalhar-lhe o peito em minha mão;
e não deixar o vento, a chuva, a mágoa,
a solidão na sua água
mergulhar meu coração.
quem me dera ser o mar
para a embalar e adormecé-la.

13 Şubat 2010 Cumartesi

What Dreams May Come



Robin Williams, Cuba Gooding Jr bas rollerde 1999 yapımı aska dair mükemmel bir film. Konuya değinecek olursak, Chris Nielsen ve karısı, Annie birbirini cok seven, birbiri için yaratılmış bir çifttir. Trafik kazasında çocukları öldüğünde Chris`in aşkı Annie`yi yaşama bağlayan tek şey olarak kalır. Bir gün Chris de öldüğünde... İnanılmaz guzel gorsellik, oyunculuk ve aşk tasviri... Ağlatma etkili.

Nefes: Vatan Sağolsun



Tokat gibi bir film... Hele bu filmin Turk sinemasından cıktıgını dusunursek basyapıt sayılabilecek bir film. Gereksiz kahramanlıklar yaratmadan, bizzat gercekleri surata carpan bir film. Hatta gercekleri yasananlardan daha da az anlatan bir film... Herkes izlesin!

24 Ocak 2010 Pazar

Day Watch (Dnevnoy Dozor)


Night Watch un deam filmi. Moskova'daki Karanlık ve Aydınlık arasında devam eden savaşta bir adam (Khabensky) bu iki büyük gücün herşeyle beraber tüm dünyayı da yok etmesini engelleyebilmek için uğraşmaktadır. Matrixvari izlenmeli izlettirilmeli. Onerilmeli.

Night Watch (Nocnoy Dozor)


Zamanın başlangıcından beri Aydınlık ve Karanlık değerlerin savaşı sürmektedir. İnsanlar haricinde dünyada yaşayanlara yani kurtadamlar,vampirler,büyücüler,kahinler ve değişkenler gibi yaratıklara ''diğer'' denir. Savaşın bir galibi olmayacağını anlayan Aydınlığın lordu Gesser Karanlığın generali Zavulon la bir anlaşmaya varır. Buna göre hiç bir diğer bir başkasını kendi tarafına geçmeye zorlamayacaktır. Anlaşmaya uyulup uyulmadığını denetlemek için Karanlık taraf gündüz, aydınlık taraf gece nöbet tutacaktır. Gücün dengesi korunacaktır. Siddetle onerilir.

Pan's Labyrinth



Guillermo Del Toro ve efsane bir film. Ispanya ic savasi bitmis sular durulmamisken kendisini caresizlik yuzunden icinden cikamadigi bir durumda bulan ve sert gerceklikten kacmak icin kendine okudugu kitaplardan bir masal dunyasi yaratmaya calisan kucuk bir kizin hazin hikayesi.

Unknown



Beş yetişkin erkek bir depoda uyanırlar. Yaralı olan da vardır, bir sandalyeye bağlı olan da. Hiçbiri, olanlar hakkında en ufak bir şey hatırlamamaktadır. Oraya nasıl geldiler? Niçin oradalar? Kim onlar? Kesin olan tek şeyse, içlerinden bazılarının 'iyi adam' bazılarının 'kötü adam' olduğudur. Defalarca ters koseye yatırmaktadır. Tavsiye edilir. Izleyin izlettirin.

Venedik Taciri



Basrollerde Al Pacino, Jeremy Irons, Joseph Fiennes ve Lynn Collins in bulundugu mukemmel Shakespeare uyarlaması. Mutlaka defalarca, defalarca, dafelarca izlenmesi gerekmektedir.

Premonition



Lindanın iki guzel cocugu ve sevdigi kocasıyla yasadıgı mükemmel hayatı, bir gün kocasının trafik kazasında öldüğü haberiyle sarsılır. Ertesi sabah uyanıp kocasını yanında sağlıklı bir şekilde bulduğunda, yaşadıklarının bir rüya olduğunu düşünür. Kısa bir süre sonra aslında gördüklerinin rüya olmadığını anlar. Ailesini kurtarmak için zamana ve kadere karşı gözü dönmüş bir halde mücadele edecektir.

Güneşin Oğlu



Bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda Güneşin Oğlu olduğunu öğrenir. Mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey’in hayatını güzelleştirmek yerine alt üst eder. Fikri Bey’in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Fikri Bey, bu kez yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda kalacaktır. Iyi başlayıp beklendiği ölçüde iyi bitemeyen bir film. Ama genede eğlence icin izlenmeli.

Days of Glory (Indigenes)


Yıl 1943. Vive la France naralarıyla haykırarak savaşmış onca insanı ve onlara yapılan büyük ayıbı gözler önüne seren, gerçek, yaşanmış bir dram. Fransa'ya adım atmamış olan Said, Mesud, Abdülkadir ve Yaser, “anavatanı” Nazi işgalinden kurtarmak için, Kuzey Afrika’dan 130.000 yerli askerle birlikte Fransız ordusuna katılırlar. Mutlaka izlenmeli. Sonunda belli miktar koltuğa mıhlama etkisine sahip...

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar



Hayat futbola fena halde benzer. Futbol sahsi beceri gerektirir ama aslinda ayakla oynanan bir spordur. Ayni zamanda toplu halde oynanan bir oyundur. Iyı bi takımın yoksa kaybedersin. Dort dogru pas, %90 goldur. Hayat da oyle degil mi?... Arka bahcemizden bi film tek kelimeyle MUKEMMEL!!!

What Happens In Vegas



Parti hastası karizmatik Jack Fuller(Ashton Kutcher) ve ticaretle uğraşan Joy McNally'(Cameron Diaz)nin tesadüfi olarak Las Vegas’ta paylaştıkları bir haftasonu, onlar için güzel anılardan çok hatırlanacak izler bırakır.

Alkolun etkisi ile ne yaptigini bilmeden evlenen cift, sabah üç milyon dolar kazandıklarını ögrenecekler ve film kopacak… Yürür mü bu evlilik? Ganimet kimin? Film bittikten sonra bi daha izlemek isteyebilirsiniz!!!

Definitely Maybe



Will Hayes 30 yaşında, kız çocuk sahibi ve boşanmanın eşiğine gelmiş bir babadır. Anne, babasının hikayesini öğrenmek isteyen küçük Maya, Will'i geçmişe döndürecektir. Will kızına yaşadığı 3 ilişkisinide hata ve doğrularıyla kendisiylede yüzleşerek anlatacaktır, sevgililerinin isimlerini Maya'dan özellikle saklar. Böylelikle Maya annesinin Will'in hangi sevgilisi olduğunu tahmin edecektir. Bayan Hayes Will'in kolej aşkı Emily mi, uzun süre dostu olan April mi, yoksa özgür ruhlu idealist gazeteci Summer mı?
Hic bitmesin denen romantik komedi filmi olur mu? Olur buyrun izleyin :)))

La Habitacion De Fermat



Birbirini hiç tanımayan dört matematikçi, gizemli biri tarafından bir bulmacayı çözmeleri için davet edilir. Soruları zamanında ve doğru olarak çözemezlerse, içinde bulundukları oda ölüm tuzağına dönüşecektir. Cözmeleri gereken en önemli problem ise, kendilerini buraya getiren sebep ve aralarındaki ilişki olacaktır. Fazla kurcalanmadan rahatca egledirecek bi film...

22 Ocak 2010 Cuma

The Fall



Gerçek ve masalin birbirine girdiği mukemmel bir film. Herkes izlemeli,izlettirmeli. Sakat bir adam ile küçük bir kızın, hastanede yaşadıkları olağandışı aşk hikâyesi... Bir belgesel kanalinin cektigi izlenimi veren, inanılmaz goruntulerden olusan hayal dunyanizi zorlayacak bu film 4 yılda toplam 24 ülkede çekilmiş... Yonetmen The Cell'le görsel alıcılarımızın ayarlarıyla daha önce oynamış olan Tarsem Singh... Mutlaka izlenmeli!!!

The Big Lebowski



Herkesin Dude diye hitap ettiği büyük Nihilist karizmatik insan, Jeffrey Lebowski günün birinde iki gagnsterin evine girip kendisini tartaklayarak borcunu ödemesini istemeleri üzerine başka Lebowskinin daha şehirde yaşadığını anlar. Evine giren gangsterlerin değerli halısına işemelerine içerleyen Dude, kirlenen halısını tazmin etmek için diğer Lebowskinin yanına gider. Bu ziyaret sonucunda Dude para kazanabileceği bir iş ve macera sahibi olmuştur. Sadece Lebowski nin karısını kaçıranlara verilecek fidyeyi söylenen yere bırakması zengin olmasina yol acacaktir, ama işler planlandiği gibi gitmez.
Coen kardeşlerden Jeff Bridges,John Goodman ve Steve Busceminin yer aldığı 70 lerin müzikleriyle destanlasmis harika film. İzlemeyen kalmasın.

Farmhouse



Scarlet ve Chad çifti çocukları Gonny'in ölümünden sonra yaşadıkları acıdan uzaklaşmak, yeni bir başlangıç yapmak için yaşadıkları şehirden ayrılıp Seattle'a doğru yola çıkarlar. Chad'in uyuya kalınca kaza yaparlar. Yardım çağırmak için bir çiftlik evine giderler. Buradaki insanlar kendilerine çok misafirperver davranır. Fakat bu iyiliğin ardında saklı olan sürprizlerle dolu acı gerçeği sonradan öğreneceklerdir. Gerilim dozu güzel, flashback anlatim tarzi ve sasirtici finaliyle izlenmeli.

Empire of The Sun


Jim Graham (C.Bale), 2.dunya savasinin yıkıcı ortamında aristokrat İngiliz ailesiyle Şanghay'da iyi şartlarda bir hayat sürmektedir. Şanghayın Japonya tarafından işgal edilmesiyle değişen hayatlar gibi Graham ailesinin düzeni de alt üst olur. Ailesini kaybederek ortada kalan Jim, en son Japonya'daki bir toplama kampında gözünü acar. Jim, sahip olduğu hayal gücü ve cesaretle yaşadığı esir kampini, oyun kampi haline getirmeye, esaret ortamini oynadığı bir oyuna dönüştürmeyi becerir.

Yönetmen Spielberg, adam olacak cocuk Christian Bale ve John Malkovich döktürmekte. Ben Stiller, Joe Pantoliano ise yardımcı rollerde 1987 yapimi BAŞYAPIT.

2 Aralık 2009 Çarşamba

Korkuyorum Anne


Komedi, dram, gerçek hepsi iç içe... Hayatın içinden. Ali, geçirdiği bir kaza sonucu hafızasını kaybeder. Çevresindekiler, kendilerini Ali'nin kafa karışıklığıyla gelen bir karmaşanın içinde bulurlar. Elden ele dolaşan, sahibini arayan değerli bir yüzük, uzak bir hırsızlık hikâyesi, yalan bir polis soruşturması işin içine girince İstanbul'da bir mahalle halkı entrikalarla başbaşa kalır. Ve bizde mahalle halkı oluruz heyecanla; meraktan filmin sonunu bekleyipte, film bitmesin diyen...

A L'interieur (Inside)



Dehşet, vahşet, kan, kan,kan ve daha çok kan... Konusu kısaca, hamilelik döneminde eşini kaybeden, bebeğini tek başına doğurmak zorunda kalan bir kadının, doğumuna bir gün kala, gizemli biri tarafından evinde rahatsız edilmesi ve bebeğinin elinden alınması üzerine çıkan terör. Ben çok beğendim. Gerilme garantili bir Fransız yapımı.

The Girl Next Door


Matthew, politikaya atılmak isteyen 18 yaşında inek bir öğrencidir. Sosyal yaşamı neredeyse yok gibidir. Masum görünüşlü güzel karşı komşusu Danielle ile tanışan Matthew'in hayatı birden değişir. İkili bir birine aşık olur ve hayal gibi bir ilişki başlar. Danielle'in geçmişi mevzuyu patlatır. Matthew, genç kızın bir dönem porno yıldızı olduğunu keşfeder. Matthew, Danielle'in masumiyetini yeniden kazanmasına yardımcı olurken, Danielle'de Matthew'un saklandığı hayattan kaçmamasını ve yaşamı keşfetmesini sağlayacaktır. Bi hayli eğlenceli bir film.

Miss March



Bi hayli tutucu olan Eugene Pratt ve sevgilisi, balo günü tam birlikte olacakken, Eugene merdivenden yuvarlanma sonucu 4 yıl komada kalır. Komadan çıktığında, lise aşkının Playboy kapak kızı olduğunu öğrenir. O ve arkadaşı Tucker Cleigh, Playboy Malikanesi’ne, hayallerinin kızına ulaşma yolunda türlü maceralara kucak açacaklardır. Keyifli bir hafta sonu filmi olarak değerlendirilebilir.

Papillon



Fransız Guyana'sındaki kaçışı olmayan bir adada ki hapishaneye gönderilen kelebek lakaplı Henri "Papillion" Charriere (Steve Mcqueen), sürekli olarak kaçma planları yapmaktadır.Burada tanıştığı Louis Depo (Dustin Hoffman)'la oluşan dostluklarıyla birlikte onunda yardımını alan Henri hapishanenin vahşi ve acımasız ortamına karşı daha büyük bir azimle mücadelesine devam eder. 1969 tarihli konusunu gerçek hayattan alan bir romandan çekilmiştir. Bir başyapıt, tek yapmamız gereken izledikten sonra 3 dakika saygı duruşu...

Goodfellas



Yönetmen Martin Scorsese. Oyuncular, Ray liotta, Debi Mazar, Paul Sorvino, Robert De Niro ve Joe Pesci. 1990 yapimi mükemmel bi film.

De Niro herzamanki gibi, Pesci mükemmel, Liotta harika... İzleyin izleyin gene izleyin... Sonra biraz ara verin tekrar izleyin. Baba serisi ayarında her sahnesini hatırlamak isteyeceğiniz harika yapım...

Azuloscurocasinegro




Jorge bir yandan üniversiteye giden, bir yandan da felçli babasına bakan, sorumluluk duygusunun baskısı altında köşeye sıkışmış bir gençtir. Mahkum olan ağabeyi Antonio hapiste tanıştığı sevgilisini hamile bırakamamaktadır ve görevi Jorge'ye vermiştir. Bu işin içinden nasıl çıkacağını düşünürken Jorge'nin çocukluk aşkı çıkagelir, üstelik amacı Jorge'den bir çocuk yapmaktır. Abisinin hapisten çıkmasıyla işler iyice karışacaktır. Hayatta karşılaşılabilecek marjinal olayları ve onlara yaşandığı zaman nasıl doğal yaklaşıldığını anlatıyor bi nevi. İsmide bi ayrı güzel, koyu laci siyaha yakın...

30 Days of Night



Alaska’nın ücra kıyısındaki Barrow kasabası kışın, 30 gün boyunca, kör karanlığa gömülür. Çoğu kasaba sakini bu dönemde güneye göçmektedir. Ve birden ortaya gizemli bir grup çıkar. Grup, kasabadaki insanlarla beslenmek için karanlığı beklemektedir. Hayatta kalanlar gün ışığı tekrar dönene kadar saklanmak, kaçmak, mücadele etmek zorundadırlar. Vampirlerin kasabadaki soykırımının tepeden çekildigi sahne akıllarda yer etmeye müsaittir. Değişik ve kendine has bir vampir filmi.

[REC]



Filmin konusu şöyle: Gece siz uyukudayken adlı program hazırlayan genç bir TV muhabiri olan Angela ve haber kameramanı Pablo, itfaiyecileri konu edinen bir program hazırlamaktadırlar. Oldukça sıkıcı geçen program bir telefonun gelmesiyle hareketlenir. Yaşlı bir kadının geçirdiği ev kazası ile ilgili gelen bu ihbar üzerine Angela ve Pablo itfaiyecilerin peşine takılır. Kadının evine varan ekip, evin içinden korkunç çığlıklar duyarlar. Bundan sonrası hafızalardan çıkmayacak bir kabustur. İspanyollar akıllılık ediyor ve 28 days later, 28 weeks later gibi filmlerden ders alarak binayı kapatıp, karantinaya alıyorlar.
Filmin daha sonradan quarantine adında amerikan versiyonu da çekildi. Filmde blair witch project, cloverfield tarzı amatör kamera çekim tekniği kullanılması olayı daha da gerçekçi gösteriyor. Karanlıkta yalnız başına izlemeniz önerilmemektedir.

26 Kasım 2009 Perşembe

9



Animasyonun yönetmeni Shane Acker, kıyamet sonrası dünya. 9 doğduğunda kıyamet sonrası dünyasındadır. Makinalar insanları yok etmiş ve dünyada insan ırkı kalmamıştır. Şans eseri kendine kadar hepsi ayrı karakterde olan rakamlı çuval bebecik arkadaşlarını bulacaktır ve makinalara karşı isyan bayrağını açacaklardır peki başarılı olacaklar mı?

Surrogates



Yakın gelecekte insanlar doğal dünyadan zarar görmemek, korkuları yüzünden evden çıkmadıklarından, istedikleri robot versiyonlarını yaratmakta ve dünyaya bu şekilde bağlanmaktadırlar. FBI ajanları bir üniversite öğrencisinin gizemli cinayetini araştırırken, izler onları suret kavramının yaratıcısı olan kişiye götürecektir. Diğer tarafta da tabi ki insanlığı savunan direnişçilerimiz ile bu büyük kazanç kapısı buluştan pay kapmaya çalışan dev şirketler vardır. Maskelerle kaplı sosyallik ne kadar gerçekçilik taşıyabilir? Kimin sureti kimin cebinde peki bunu anlayabilir miyiz? Tam olarak beklentileri karşılayamamış olsa da gene de yeterli.

Doghouse



Shaun Of The Dead tarzı bir zombi komedi filmi. Eşinden bosanmak uzere olan Vince'in alt üst olan moralini düzeltmek için arkadaslari, hep beraber gidecekleri herşeyi bırakıp beraber eğlenecekleri bir tatil planlarlar. Fakat gittikleri küçük kasabada bütün kadınlar zombilik müessesesine çoktan adım atmışlardır...

The Quiet Earth



Zac Hobson, çok önemli bir deneyi denetlemektedir. Deneyi tehlikeli bulduğunu ve durdurulması gerektiğini rapor edeceği sabah vicdan azabıyla 6:12'de, uyanır ve dünyada yalnız olduğunu farkeder... Artık herşey onundur. İlk olarak dev bir malikaneye taşınır, insansızlıktan -kendini tanrı ilan etmeye kadar ileri derecede- delirmeye kadar varacaktır yolu... Neden sadece kendinin kaldığını anlayabilecek midir? Dünyada yaşayan başkaları kalmış mıdır? Herşey tekrar düzelebilecek midir? 1985 yapımı bir film. Hala güzelliği ve orjinalliğini koruyabilmektedir...

17 Kasım 2009 Salı

300


Tarihi bir mitin ama doğru ama gerçek konumuz o değil destansı birşekilde ve muazzam görsel efektlerle anlatılışı... Fazla yoruma da gerek yok açıkçası...

16 Kasım 2009 Pazartesi

One Flew Over the Cuckoo's Nest


1976 yapımı Film, Metallica'nın Welcome Home (Sanitarium) şarkısının esin kaynağı olmasının yanısıra İsveç'te tam 12 sene sinemalarda gösterilerek dünya rekoru kırmıştır. 1976 yılında 9 dalda Oskar'a aday gösterilmiş, En iyi erkek oyuncu Jack Nicholson; en iyi kadın oyuncu Louise Fletcher; en iyi yönetmen Milos Forman; en iyi film ve en iyi uyarlama dalları olmak üzaere 5 oscar almıştır. Aday olup alamadığı oscarcıklar ise en iyi müzik; en iyi yardımcı erkek oyuncu Brad Dourif; en iyi görüntü; en iyi kurgu dallarındadır. Konusuna değinecek olursak; Deli numarası yaparak güvenlik önlemleri daha az olan akıl hastanesine sevkedilen bir mahkumun (Jack Nicholson) orada yaşadıkları ve geçirdiği zamanı anlatıyor. Mahkum, hastanede hem kaçma planları yapıyor hem de diğer hastalarla farklı bir diyalog kuruyor. Terapilerdeki kendi başına buyruk hareketleri ve özgürlüğe olan düşkünlüğü, diğer hastalara kötü örnek olmasının yanısıra baş hemşire Mildred (Louise Fletcher) ile büyük sorunlarlar yaşamasına sebep olacaktır. Tekrar çevirimi bi kenara, tekrar vizyona girse kapalı gişe oynayacağını düşünmekteyim...

Carnivale


Uykudan önce gece lambası eşliğinde okunan mistik bir romanı andıran kaliteli dizi. 1930'un ekonomik buhranlı ABD'sinde geçmektedir ve creature of darklar ile creature of lightların mücadelesini anlatmaktadır. Yani kuşaktan kuşağa çaprazlama geçen iyilik ve kötülüğün mücadelesi...

15 Kasım 2009 Pazar

Smokin' Aces


FBI Direktör Yardımcısı Stanley Locke (Andy Garcia), Tahoe Gölü yakınlarında saklanan çete üyesi Buddy “Aces” Israel’in (Jeremy Piven) korunması için en gözde ajanları olan Richard Messner (Ryan Reynolds) ile Donald Carruthers’i (Ray Liotta) görevlendirmiştir. Görevleri, kendi canını kurtarmak için polise ispiyonculuk yapan Las Vegas’lı çete üyesi Buddy’i, 130 katille çalıştığı söylenen mafya patronu Primo Sparazza’dan korumaktır. İhaneti öğrenen Sparazza, “As” lakabıyla tanınan Buddy Israel’in kellesi için 1 milyon dolar ödül koymuştur. As'ın peşine seri katiller, kiralık katiller, ödül avcılarından oluşan bir kalabalık takılmıştır ve hepsinin ortak buluşma yeri Tahoe Gölü’nün yakınındaki aynı yer olacaktır. Mükemmel kurgusu, bomba kadrosu ve ters köşe senaryosuyla sonuna kadar eğlendiren, keşke bitmese dedirten film...

TRAINING DAY


13 yıllık narkotik polisi Alonzo Harris, sokaklarda geçirdiği yıllar boyunca mesleğe ilk girdiği günkü dürüstlüğünü ve doğrularını kaybetmiş, işleri kitaba uygun yapmaya çalışırsa hiç bir şey yapamayacağının ve kısa zamanda öldürüleceğinin bilincine varmıştır. Alonzo ve onun gibi bir çoğu artık düzenleri için korudukları kanunları çiğnemektedirler. Trafik şubeden gönüllü olarak gelen çaylak polis Jake Hoyt ise Alonzo’dan çok farklıdır. Jake her işi kitabına uygun yapıp toplumu düzene sokmayı inanç edinmiş tam bir idealisttir..
Ayrıca Denzel Washington bu filmdeki Alonzo Harris roluyle en iyi erkek oyuncu oscarını sonuna kadar hak ederek almıştır. Ethan Hawk'ında ondan aşşağı kalır yanı yoktur. Filmde Snoop Dog bile vardır daha ne olsun...

American History X


Derek Vinyard, babası zenciler tarafından öldürülen bir Neo-Nazi'dir. Bir gün arabasını soymaya çalışan üç zenciyi vahşice öldürür ve tutuklanarak hapise girer. Derek, hapiste kaldığı sürede ırkçı düşüncelerini sorgulamaya başlar ve iyilikle kötülüğün her ırkın içinde varolduğunu farkeder. Kardeşi Danny de ırkçı fikirler taşımaktadır. Yaşadıklarından ders alan Derek, hapisten çıkınca Danny'ye doğru yolu göstermeye çalışacaktır. Başarabilecek midir?
Gelmis gecmis en etkileyici filmlerden biri, İzlenmesi şarttır...

1408 (KING's Room)


Fazla ayrıntıya girmiyeceğim. Sadece KING romanı olması yeterli... Dolphin hotel 1408 numaralı odada meydana gelen olayları araştırmakla görevli bir adam. Bir süre sonra dünyayı tersten görecektir. Başrolünde John Cusack'ın oynadığı 2007 yapımı mükemmel, mükemmel, mükemmel film.

Sliding Doors


Gwyneth Paltrow'un başrolunu oynadığı 98 yapımı Peter Howitt filmi. Esas kız işten kovulup evine giderken binmesi gereken metroyu son saniyede kaçırır ve hayatı o andan itibaren 2 ye bölünür... Birinde metroyu yakalamıştır evine erken gelir ve ihaneti yakalar. Diğer ihtimalde metroyu kaçırır başına çeşitli işler gelir, eve geç döner ihaneti yakalayamaz...
Ayrıca sondtrack albumunde Dido'nun ''Thank you''sunu içerir...

True Romance


Tarantino'nun Rezarvuar köpeklerinden önce yazdığı, mecburen sattığı ve o benim çocuğum dediği mükemmel senaryo muazzam film... Film her sahnesiyle ayrı ayrı hafızada yer kaplamaktadır... Şiddetle tavsiye olunur...

13B


Bir korku filmi de Hint sinemasından...
13 numaralı dairelerine yeni taşınan geniş bir ailenin mühendis oğlu Manohar tonla para bayılıp yeni aldığı cep telefonunda gariplik olduğunu sezer. Asansörle ve evin çeşitli kısımlarıyla da (duvar, lamba) kişisel problemler yaşayan Manohar, kablolu yayındaki bozukluk nedeniyle aile fertlerinin izlediği tv dizisinde kendi ailesinin hayatları arasındaki benzerliği farkettiği an ortalık karışır...
Bir korku filminin arasına bile klasik bollywood olarak dans sahnelerini yerleştirebilmeleri, tebrik edilesi ve kutlanası bi hareket olmuş...

14 Kasım 2009 Cumartesi

Lock Stock and Two Smoking Barrels


Yazan ve yöneten Guy Ritchie.
Snatch benzeri mükemmel bir film.
Konusu: Eddy ve arkadaşları ellerindeki 100.000 paundu değerlendirmek için kumara yatırırlar. Aralarında en iyi oyuncu Eddy olduğundan arkadaşları masaya onu yollarlar. Fakat masada herşey ayarlanmıştır. Eddy oyunun sonunda Hatchet Harry'e yarım milyon paund borçlanır. Borcu bir hafta içerisinde ödemelidir yoksa Hatchet Harry'nin parmaklarını keseceğini biliyordur. Bu uğurda arkadaşlar parayı bulmak için bir dizi olaya karışırlar. Hatta bunlardan birinde Eddy'nin babasının antika tüfeği ile soygun yapmaya kalkarlar. Fakat hepsinde başarısızlığa uğrarlar. Aslında ellerindeki antika tüfeğin değerini bilmemektedirler. Ve o tüfeğinde peşinde olanlar vardır...

Buda filmden bi diyalog:

-altı saat önce bir para sayma makinası almak için çıkmıştın. şimdi yarı baygın bir glorya ve bir torba gübreyle geri dönüyorsun.
-ne olmuş, bu gübreye ihtiyacımız var, biliyorsun.
-bak biz burada yüksek miktarda ot yetiştiriyoruz. yanında uçmuş bi kız ve bir torba gübre var ve sende bi doğa dostuna pek benzemiyorsun.

Defalarca izlenecek bir film...

Cidade De Deus (Tanrı Kent)


Film ismini Rio yakinlarindaki bir toplu konut projesinden almiştır. Yonetmen de burada yasamistir zamaninda ve filmde oynayanlarin cogu da o bolgenin fakir insanlarindandir ve hicbiri oyunculuk egitimi almamislardir.

Rio de janeiro'da halkin fakirligini halki tartaklamaya gelen polis disina kimse umursamamaktadır. 60'larda mahalle cocuklarinin kendi aralarında masumca futbol oynayip, birkacinin paraya kavuşabilmek adına ufak tefek hirsizliklar yaptigi varos mahallesinin, daha sonra 70'lerde uyusturucu, gece hayatı merkezi haline gelip, 80'lerde ceteler arası bir ic savas mekani olmasını kapsıyor filmin konusu ve bir gerçek hayat uyarlaması...

ZOMBIELAND


Mega eğlenceli bi zombi filmidir. Sevenine de sevmeyenine de tavsiye edilir.

1979 INDEPENDENTA


1979 Haydarpaşa
Yunan Bandıralı gemiyle çarpışan, Independenta tankerinin yanışı...

7 Kasım 2009 Cumartesi

PINEAPPLE EXPRESS


Gülmekten karnınızı ağrıtabilecek bir film...

---DİKKAT SPOİLER---
Özellikle arabanın ön camını ayağıyla kırdığı ve ayağın ön camda kalmış şekliyle araba sürerken, aniden durarak polis otolarını atlatabileceğini düşündüğü sahnede gülmekten yığılma riski vardır. Zira çok dikkatli olunmalıdır...

THE BOY IN THE STRIPED PYJAMAS


Roberto Benigni'nin HAYAT GÜZELDİR ine benzeyen mutlaka izlenmesi gereken bir başyapıt. II. dünya savaşı sırasında bir Alman subayının küçük oğlu ve en yakın arkadası esir bir yahudi çocuğu. Tabii ki filmin sonu bi hayli acıtmakta...

DEATH RACE


İki saatliğine kafa yormayan, zorlamayan, sıkmayan ve bi o kadar eğlendiren soluk soluğa izlenecek müthiş bi aksiyon. Evet sayın seyirciler bu maçtan sonra xxx ekranlarında saat 21:45 te :P Heh kaptırmışım Ercan Taner gibi... :D:D:D Şaka bi yana zaten etikette Jason Statham var. Aksiyon garantisiyle geliyor yani. Bir zamanların efsanevi oyunu CARMAGEDDON u hatırlattı bana...

MIRRORS


Psikolojik rahatsızlıkları bulunan eski polis Ben Carson, gece bekçiliği yapmaya başlar. Bir zamanlar yangın geçirmiş mağazada devriye gezen Ben, duvarlardaki aynalarda bir gariplik sezer. Aynalar üzerinde korkunç görüntüler oluşmaktadır. Aniden ortalıktan kaybolan bir görevlinin izlerini sürmeye başlayan Carson, şeytani bir gücün ailesini tehdit etmek üzere aynaları bir yol olarak kullandığını fark eder.

Gece ve yalnız başına izlememekte fayda var...
Filmin devamı da yolda 2010 da geliyorrr...